top of page

✉️ info@koruhastanesi.com

  • Youtube
  • Instagram
kadın doğum ve jinekolog

KADIN DOĞUM

Yazarın fotoğrafıProf. Dr. Aydan BİRİ

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Nedir? Kadın Hastalıkları ve Kadın Doğum

Gebelik zehirlenmesi, tıp literatüründe preeklampsi olarak da bilinir, gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan ve anne ve bebeği olumsuz etkileyebilecek bir tıbbi durumdur. Preeklampsi, anne adayında yüksek tansiyon, böbrek fonksiyonlarında bozulma ve vücutta belirli organlarda işlev bozuklukları gibi belirtilerle kendini gösterir.


Preeklampsi, kesin nedeni tam olarak bilinmeyen bir durumdur, ancak plasentanın (bebeği besleyen organ) bazı değişiklikleri ve annenin bağışıklık sistemi tepkisindeki anormalliklerin rol oynadığı düşünülmektedir. Preeklampsi ayrıca genetik ve yaşam tarzı faktörlerinden etkilenebilir.


Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi)


Preeklampsi ciddi bir durumdur ve anne ve bebeğin sağlığını tehdit edebilir. Erken teşhis ve tedavi önemlidir. Tedavi, bebeğin doğumunun planlanması ve anne için tansiyon düzenleyici ilaçlar, dinlenme ve diğer destekleyici önlemleri içerebilir. Doktorunuz düzenli kontroller ve takip planları sağlayacaktır.


Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Belirtileri

Belirtiler her anne adayında farklılık gösterebilir, ancak genellikle aşağıdaki belirtiler ve semptomlar görülür:

·        • Yüksek tansiyon (hipertansiyon): Gebeliğin ikinci yarısında aniden yüksek tansiyon gelişebilir. Tansiyon normal değerlerin üzerine çıkabilir (sistolik 140 mmHg'nin üzerinde ve/veya diyastolik 90 mmHg'nin üzerinde).

·        • Proteinüri: Böbrek fonksiyonlarındaki değişiklikler nedeniyle idrarda protein görülebilir. İdrar tahlili sonucunda proteinüri teşhis edilir.

·        • Vücutta sıvı tutulması (ödem): Genellikle eller, ayaklar, yüz ve bacaklarda şişlikler oluşabilir.

·        • Baş ağrısı: Şiddetli ve sürekli baş ağrıları hissedilebilir.

·        • Görme bozuklukları: Bulanık görme, ışıklarda çarpıklık, ışık çakmaları veya noktaların belirmesi gibi sorunlar yaşanabilir.

·        • Karın ağrısı: Özellikle sağ üst kısımda veya karın ortasında şiddetli ağrılar olabilir.

·        • Nefes darlığı: Akciğerde sıvı birikmesine bağlı nefes almakta güçlük çekilebilir.

·        • Karaciğer fonksiyonlarında bozukluklar: Kan testlerinde karaciğer fonksiyonlarındaki anormallikler görülebilir.

·        • Hızlı kilo alımı: Hızlı ve beklenmedik kilo artışı olabilir.

·        • Kanama problemleri: Nadiren, preeklampsi, kan pıhtılaşma mekanizmasını etkileyerek kanamalara yol açabilir.

Bu belirtiler gebeliğin ilerleyen aşamalarında belirtiler daha da kötüleşebilir ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, gebe kadınların düzenli prenatal kontrollerini yaptırmaları ve belirtilerden herhangi birini fark ettiklerinde hemen sağlık uzmanlarına başvurmaları önerilir.



 

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Neden Olur?

Gebelik zehirlenmesi  kesin nedeni tam olarak bilinmeyen bir durumdur. Ancak, bilim insanları ve uzmanlar, bu durumun genetik, plasental değişiklikler ve bağışıklık sistemi tepkisindeki anormallikler gibi faktörlerle ilişkili olduğunu düşünmektedir.

Muhtemel nedenler şunlardır:

·        • Plasental faktörler

·        • Bağışıklık sistemi tepkileri

·        • Kan damarlarında anormallikler

·        • Genetik faktörler

·        • İlk gebelik

. • Obezite


Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Nasıl Teşhis Edilir?

Gebelik zehirlenmesi, gebe kadınların düzenli prenatal kontrolleri sırasında veya belirtiler ortaya çıktığında sağlık uzmanları tarafından teşhis edilir. Teşhisinde çeşitli testler ve muayeneler kullanılır. Doktorlar, hastanın semptomlarına, tansiyon ölçümlerine ve idrar testlerine dayanarak teşhis yaparlar. Teşhis etmek için kullanılan yaygın yöntemler şunlardır:

·        • Tansiyon Ölçümü: Tansiyon ölçümü, teşhisin en temel adımıdır. Yüksek tansiyon (hipertansiyon) preeklampsinin önemli bir belirtisidir. Doktor, her prenatal ziyaret sırasında kadının tansiyonunu ölçer ve yüksek tansiyonu teyit etmek için birden fazla ölçüm yapabilir.

·        • İdrar Testi: İdrarda proteinüri denilen durum,  bir diğer önemli belirtidir. Doktor, idrarınızdaki protein seviyelerini kontrol etmek için idrar numunesi alabilir. Bu, preeklampsiyi teşhis etmek veya semptomların şiddetini değerlendirmek için önemli bir testtir.

·        • Kan Testleri: Kan testleri, karaciğer fonksiyonları ve kan pıhtılaşma yeteneği gibi belirli parametreleri değerlendirmek için kullanılabilir. Bu testler, preeklampsinin ciddiyetini belirlemeye ve diğer potansiyel komplikasyonları tespit etmeye yardımcı olabilir.

·        • Gözlem: Doktor, gebe kadının semptomlarını ve durumunu düzenli olarak gözlemleyecektir. Baş ağrısı, görme problemleri, karın ağrısı gibi belirtiler dikkatle takip edilir.

·        • Ultrason: Ultrason, bebeğin büyüklüğü, gelişimi ve plasentanın durumu hakkında bilgi sağlamak için kullanılabilir.

• NST: Non Stres Testi bebeğin kalp atışlarını kontrol eden bir testtir.


Hamilelikteki Diğer Tansiyon Sorunları Nelerdir?

Hamilelik sırasında, preeklampsi dışında başka tansiyon sorunları da ortaya çıkabilir. Hamilelikteki diğer tansiyon sorunları şunları içerebilir:

·        • Gebelik Hipertansiyonu: Gebelik hipertansiyonu, gebeliğin 20. haftasından sonra yüksek tansiyonun (hipertansiyon) ortaya çıkmasıdır, ancak idrarda protein (proteinüri) bulunmaz. Ancak yine de yakından izlenmesi gerekir.

·        • Eklampsi: Eklampsi, preeklampsinin en şiddetli formudur ve ciddi bir durumdur. Yüksek tansiyon ve proteinüri eşlik ederken, ayrıca nöbetlere neden olabilir. Eklampsi acil tıbbi müdahale gerektiren ciddi bir durumdur.

·        • Geçmişte Hipertansiyon Olan Gebeler: Bazı kadınlar zaten hamilelik öncesi hipertansiyon geçmişine sahip olabilirler. Bu durumda, gebelik süresince tansiyon seviyelerini düzenlemek ve olası komplikasyonları önlemek için dikkatli bir takip gereklidir.

• Gestasyonel Hipertansiyon: Gebelik sırasında ortaya çıkan ve genellikle gebelik sonrasında düzelme eğiliminde olan geçici bir hipertansiyon türüdür.


Her Tansiyon Yüksekliği Preeklampsiye Yol Açar Mı?

Hayır, gebelikte her tansiyon yüksekliği preeklampsiye yol açmaz. Gebelik sırasında yüksek tansiyonun (hipertansiyon) ve idrarda proteinüri (böbreklerde hasara işaret eden protein bulunması) gibi belirtilerin bir arada bulunması ile tanımlanan bir tıbbi durumdur.

Bazı kadınlar, gebelik sırasında geçici hipertansiyon yaşayabilir veya gestasyonel hipertansiyon adı verilen durumu deneyimleyebilir. Bu durum genellikle gebelik sonrasında düzelme eğilimindedir ve gebelik zehirlenmesine dönüşmez.


Gebelikte Tansiyon Kaç Olmalı?

Gebelik sırasında tansiyonun normal düzeyleri, genellikle genel nüfusta olduğu gibi ortalama 120/80 mmHg (milimetre civa) olarak kabul edilir. Ancak, gebelik sürecinde vücutta bazı değişiklikler meydana geldiği için tansiyon değerleri kadınlarda hafifçe değişebilir.

Gebelik sırasında kabul edilebilir tansiyon aralığı şu şekilde özetlenebilir:

·        • Normal Tansiyon: Sistolik (büyük tansiyon) değer 90-119 mmHg arasında, diyastolik (küçük tansiyon) değer 60-79 mmHg arasında olmalıdır.

·        • Yüksek Normal Tansiyon: Sistolik değer 120-129 mmHg ve diyastolik değer 80-89 mmHg arasında olmalıdır. Bu durum, gebelik sırasında dikkat edilmesi gereken bir erken uyarı işareti olabilir.

• Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon): Sistolik değer 130 mmHg ve üzeri ve/veya diyastolik değer 80 mmHg ve üzeri ise, gebelik sırasında yüksek tansiyon olarak kabul edilir ve yakından izlenmesi gerekir.


Gebelik Zehirlenmesi Risk Faktörleri Nelerdir? 

Preeklampsi gelişme riski bazı kadınlarda diğerlerine göre daha yüksek olabilir. Risk faktörleri arasında şunlar bulunmaktadır:

·        • İlk gebelik

·        • Daha önce preeklampsi yaşamış olmak

·        • Aile öyküsü

·        • 40 yaşın üzerinde veya 18 yaşın altında hamile kalmak

·        • Obezite 

·        • Çoklu gebelikler

·        • Yüksek tansiyon veya böbrek hastalığı öyküsü

·        • Geçmişte trombofilik hastalık geçmişi

·        • Diyabet

• Yetersiz beslenme


Gebelik Zehirlenmesi Komplikasyonları Nelerdir?

Gebelik zehirlenmesi, komplikasyonları arasında şunlar bulunmaktadır:

·        • Plasental Problemler: Preeklampsi, plasentanın (bebeği besleyen organ) işlevini etkileyebilir ve plasental yetmezliğe neden olabilir. Bu durum, bebeğin yeterince beslenememesine ve normal büyüme ve gelişmesinin engellenmesine yol açabilir.

·        • Erken Doğum (Preterm Doğum): Gebelik zehirlenmesinin ciddi bir şekilde ilerlemesi, bebeğin erken doğmasına yol açabilir. Preterm doğum, bebeğin sağlık sorunlarına ve gelişim problemlerine daha yüksek risk altında olmasına neden olabilir.

·        • Eklampsi: Preeklampsinin en şiddetli formu olan eklampsi, nöbetlere neden olabilir. Eklampsi yaşamı tehdit eden bir durumdur ve acil tıbbi müdahale gerektirir.

·        • HELLP Sendromu: Sendrom, preeklampsinin ciddi bir komplikasyonudur. Hemoliz (kırmızı kan hücrelerinin yıkımı), karaciğer enzimlerinde yükselme ve trombositopeni (düşük trombosit sayısı) ile karakterizedir. HELLP sendromu, anne ve bebeğin hayatını tehdit edebilir.

·        • Beyin ve Diğer Organ Hasarları: Gebelik zehirlenmesi, beyin, böbrek, karaciğer ve diğer organlarda hasara yol açabilir.

·        • Ani Plasenta Ayrılması (Abruptio Placentae): Preeklampsinin ilerlemesi, plasentanın rahimden erken ayrılmasına neden olabilir. Bu durum, bebeğin oksijen ve besinlerden mahrum kalmasına ve acil sezaryen doğuma yol açabilir.

• Anne Hastalıkları: Gebelik zehirlenmesi, anne adayında tansiyon yükselmesine ve böbrek fonksiyonlarında bozulmaya neden olabilir. Ciddi durumlarda organ hasarı ve nöbetler gelişebilir.


Preeklampsi Doğum Sonrası Devam Eder Mi?

Preeklampsi, genellikle gebelik sırasında ortaya çıkar ve doğumdan sonra genellikle düzelir. Doğumun gerçekleşmesi, plasentanın ve gebelikle ilgili değişikliklerin vücuttan uzaklaşmasına ve preeklampsi semptomlarının gerilemesine neden olabilir. Teşhisi konmuş bir kadın doğum yaptıktan sonra, tansiyonu ve diğer belirtileri yakından takip edilir ve düzenli kontrollerle izlenir.

Ancak, bazı nadir durumlarda gebelik zehirlenmesi, doğum sonrasında da devam edebilir veya doğumdan sonraki ilk birkaç hafta içinde ortaya çıkabilir. Bu duruma "postpartum preeklampsi" denir ve anne için hala ciddi bir durumdur. Eğer doğum sonrasında yüksek tansiyon, proteinüri ve diğer semptomlar devam eder veya belirir ise, hemen bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.


Preeklampsi Bebeğe Zarar Verir mi?

Evet, preeklampsi anne ve bebeği etkileyebilecek ciddi bir tıbbi durumdur. Bu durum, plasenta ve anne vücudundaki damarlarda hasara neden olabilir ve bebek için bazı riskleri beraberinde getirebilir.

Preeklampsinin bebeğe olumsuz etkileri şunlar olabilir:

·        • Plasental Problemler: Preeklampsi, plasentanın işlevini etkileyebilir ve plasental yetmezliğe neden olabilir. Bu durum, bebeğin yeterince beslenememesine ve normal büyüme ve gelişmesinin engellenmesine yol açabilir.

·        • Erken Doğum (Preterm Doğum): Preeklampsinin ilerlemesi, bebeğin erken doğmasına (preterm doğum) yol açabilir. Preterm doğum, bebeğin sağlık sorunlarına ve gelişim problemlerine daha yüksek risk altında olmasına neden olabilir.

·        • Düşük Doğum Ağırlığı: Preeklampsi, bebeğin düşük doğum ağırlığıyla doğma ihtimalini artırabilir. Düşük doğum ağırlığı, bebeğin sağlığı ve gelişimi üzerinde olumsuz etkileri olabilir.

·        • Oksijen ve Beslenme Yetersizliği: Preeklampsi, plasentada ve damarlarda oluşan hasar nedeniyle bebeğin oksijen ve besin alımını etkileyebilir. Bu durum, bebeğin gelişimini ve sağlığını olumsuz etkileyebilir.

• Nöbetler (Eklampsi): Preeklampsi ilerlediğinde, eklampsi adı verilen ciddi bir durum gelişebilir. Eklampsi nöbetlere neden olabilir ve bebeğin sağlığını tehdit edebilir.


Gebelik Zehirlenmesinde Doğum Ne Zaman Gerçekleşir?

Preeklampsi teşhisi konmuş hamile bir kadında, doğumun zamanlaması çoğunlukla hastalığın şiddetine, bebeğin durumuna ve annenin genel sağlık durumuna bağlıdır. Eğer hafif seviyede ve kontrol altında ise, doktorlar doğumu bir süre daha erteleyebilir ve anne ve bebek düzenli olarak takip edilir.Ancak, hastalığın şiddetli formu veya anne ve bebek için risk teşkil eden durumlar söz konusu ise,ızlı bir doğum kararı alınabilir ve gerektiğinde sezaryen veya normal doğum yapılabilir.


Gebelik Zehirlenmesi Tedavisi Nasıl Olur?

Gebelik zehirlenmesi tedavisi, semptomların şiddetine ve gebeliğin yaşına bağlı olarak değişebilir. Tedavi, genellikle anne ve bebeğin sağlığını korumaya yöneliktir ve doğum, preeklampsiyi tedavi etmek için en etkili yöntemdir. Ancak, bebek henüz doğabilecek olgunluğa ulaşmamışsa veya belirtiler hafifse, doktorlar tedaviyi semptomları kontrol altında tutmak ve gebeliği ilerletmek için yönetebilir.

·        • Preeklampsi tedavisi aşağıdaki yöntemlerden oluşabilir:

·        • Doğum

·        • Tansiyon Kontrolü

·        • Yatak Istirahati

·        • Diyet

·        • Hastalığın izlemesi ve Takibi

• Steroid İnfüzyonu


Gebelik Zehirlenmesi Önlenebilir Mi?

Maalesef, gebelik zehirlenmesi tamamen önlenebilir bir durum olmamakla beraber kesin nedeni  de tam olarak bilinmemektedir. Pek çok farklı faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir. Ancak, bazı önleyici önlemler alarak riski azaltmak mümkün olabilir:

·        • Düzenli Prenatal Kontroller: Gebelik sırasında düzenli prenatal kontroller, potansiyel riskleri erken tespit etmek ve tedavi etmek için son derece önemlidir. Doktorunuz gebeliğinizin ilerleyen aşamalarında tansiyonunuzu ve idrarınızdaki protein seviyelerini izleyecektir.

·        • Sağlıklı Beslenme: Gebelik sırasında dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni takip etmek, riski azaltmaya yardımcı olabilir. Yeterli vitamin, mineral ve besin alımı önemlidir.

·        • Düşük Tuz Tüketimi: Tuz tüketimini sınırlamak, tansiyonunuzu düzenlemeye yardımcı olabilir.

·        • Aktif Olma: Gebelik döneminde düzenli egzersiz yapmak, genel sağlığı artırabilir ve riski azaltabilir. Ancak, hamilelikteki egzersizlerin doktorunuz tarafından onaylanmış olması önemlidir.

·        • Stresi Yönetme: Stres ve anksiyete, gebelik zehirlenmesi riskini artırabilir. Stresi yönetmek için gevşeme teknikleri ve uygun dinlenme önemlidir.

·        • Düşük Doğum Ağırlığı ve Erken Doğum Öyküsü: Eğer daha önce düşük doğum ağırlığı veya erken doğum yaşamışsanız, doktorunuzla preeklampsi riskini azaltmak için uygun önlemleri tartışabilirsiniz.

Önemli bir nokta, gebelik zehirlenmesi tam olarak nasıl önleneceğini veya kimin risk altında olduğunu kesin olarak belirlemenin hala mümkün olmamasıdır. Bu nedenle, gebelik sırasında düzenli prenatal takip, doktorunuzun önerilerine uymak ve herhangi bir sağlık endişeniz olduğunda hemen bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

14 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page